Kayseri'de Gezilmesi Gereken Yerler

Selçuklu Uygarlığı Müzesi


Kent tarihinden yola çıkarak Anadolu ortaçağına ve Selçuklu Uygarlığına odaklanan müze tematik bir yaklaşımla planlanmıştır. Bir kısmında Selçuklu Medeniyeti ile ilgili uygarlığı ön plana çıkaran müze, diğer kısmı ise şifahiye özelliğini ön plana taşımaktadır.  Selçuklu Uygarlığı ile ilgili olan kısımda; 'Selçuklu Kenti', 'mimarisi', 'sanatı', 'bilimi', 'giysisi' gibi unsurlar ile 'Kayseri'de Selçuklular', 'Anadolu'da Selçuklular' gibi kısımlar yer almaktadır. Şifahiye ile ilgili kısımda ise; 'hastalıklar', 'tedavi yöntemleri ve aletleri', 'bilginler', 'ecza', 'su ve sağlık', 'müzik ile tedavi', 'renk ile tedavi' gibi kısımlar bulunmaktadır.



Hunat Hatun Külliyesi


Hunat Hatun Külliyesi, Selçuklu mimarisi şaheserlerindendir. Selçuklu mimari geleneğine bağlı kalınarak minaresiz ve ortası açık şekilde inşa edilmiştir. Sonradan II. Abdulhamit döneminde yapılan orta kubbesi ile iki kubbeli olan caminin yine sonradan açılan kuzey kapısı ile birlikte toplam üç kapısı bulunmaktadır. Kare planlı üstü açık bir avlunun etrafına sıralanmış talebe odaları ve doğuda ana eyvandan oluşan medresede, 1751 yılında Hacı Halil Efendi tarafından bir kütüphane kurulmuş, medrese eğitimi 1917 senesinde son bulunca, buradaki 433 adet kitap Raşid Efendi Kütüphanesi’ne taşınmıştır. Kümbetin içindeki en büyük sanduka Hunat Hatun’a, diğeri ise Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev’in kızı Selçuki Hatun’a aittir. Üçüncünün de hanedandan bir hanıma ait olduğu düşünülmektedir.



Erciyes Dağı


Jeolojik araştırmalara göre yaklaşık 1 Milyon yaşında olan Erciyes, Kayseri’nin 25 km güneyinde yer alan, sönmüş volkanik bir dağdır. Adını Roma imparatorluğu zamanımda eski yunanca 'Argaeos' kelimesinden alan Erciyes Türkiye’nin en güzel ve görkemli dağlarından birisidir. Kapadokya’nın antik bölgesi içinde yer alan Erciyes, 3917 metre yüksekliği ile İç Anadolu’daki en yüksek dağ olup, Toroslar’ın güney uzantısı olan Anti-Toros Dağları’nın en yüksek zirvesi olarak kabul edilir ve Avrasya’daki Alp kuşağına aittir. Erciyes, Bulutları delen zirvesi, tepesinden eksik olmayan karı ve insana ilahi duygular sunan azametiyle Kayseri'nin kalbi gibidir. 




Kayseri Kalesi


Kayseri Kalesi'ne ait ilk bilgiye M.S. 3 yüzyılda İmparator Gordianus dönemindeki sikkelerde rastlanmaktadır. Romalılar'dan başlayarak Bizanslılar, Danişmentliler, Selçuklular, Dulkadiroğulları, Karamaoğulları ve Osmanlılar Kayseri Kalesi'nin iç ve dış surlarını tamir ve tadil etmişlerdir. Dış surların az bir bölümü ve iç surların önemli bir bölümü günümüze ulaşmıştır. 



Kayseri Arkeoloji Müzesi


Kayseri Arkeoloji Müzesi, Hititler'den bu yana bir çok medeniyete evsahipliği yapan Kayseri'nin ilk çağlarına ışık tutmaktadır. Özellikle Asur kolonilerinden olan Kaniş-Karum yerleşkesinde bulunan başta yazılı tabletler olmak üzere binlerce eser ile Roma ve Bizans dönemine ait bir çok eser Kayseri tarihi ve kültürünün zenginliğini ortaya koymaktadır.
 



Elimizden geldiğince göze çarpan gezilecek yerleri sizin için listemizde yer verdik buna eklenecek daha çok şey var takipte kalın :)

Yorumlar